Herşey aynı, güzel çizgilerini bozmamış zaman, daha fazla hayran olamazdım. Karmaşalarımla geldim sana, ne çözüldü ki, hiç birşey hallolmadı yine eksik sohbetler, gizli saklı yüzler, sahte sözler kaldı geriye, yine açamadım kendimi, özlediğim gibiydin, acilde acil kahve molası olarak kalmasaydın ya, içim acımasa ya artık, unutsam mesela seni, sapkıın olmasam bu kadar…Peki ya ne olsam =)=) Kızma bana, deliliği hep yakıştırdılar bu bedene ben de sana yaftaladım.
Ağustos 24, 2011
Ağustos 11, 2011
Haziran 06, 2011
Kurumlar Böyle mi Çalışmalı ? (TDK Sorunu)
Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduğum yıllarda, Ankara DTC Fakültesinde devam ettiğimiz dersleri yöneten öğretim görevlilerinin bir çoğu üniversitedeki görevlerinin yanında, Türk Dil Kurumunda da yoğun çalışmalar içindeydi. Hatta bir kısmı kurum üyesi,idari görevleri olan hocalarımızdı. Kuruluşundan bugüne TDK'nin bir ekol oluşturduğu bir gerçektir. Kıymetli çalışmalarını, bugüne kadar elde edilen birikimi göz ardı edemeyiz.
Dil tartışmalarında esas tutum, her zaman bir taraf tutmak demektir. En azından Cumhuriyetten bugüne bakıldığında, bir görüşü savunanla farklı bir görüşü savunanın siyasi ve ideolojik olarak da ayrıştığı noktalar vardır. İşte bu farklı görüşlü,taraflı dil uzmanları bugün başka başka kuruluşlarda faaliyet göstermektedir. Dil Derneği,Türk Dil Kurumu gibi kuruluşların birçok görüşte ayrışması kime ne fayda getiriyor. Türk Dili açısından son dönemde atılan aklı selim çabaları saymak gerçekten zor diye düşünüyorum. Kıyısından bucağından Türk diliyle ilgisi olan, Türk Dil Kurumunun varlığından haberdar olan kişiler, Türk Dil Kurumunun şeffaf çalıştığından emin miyiz ?
Her türlü gelir,girdi, çıktı vb. TDK kalemleri şeffaflıkla topluma yansıtılmıyor bile, arada yapılan basit bir kaç faaliyet bilim diye yutturuluyor. Sanal dünyada türkoloji topluluklarının mecralarında, gönderdikleri iletilerde, alana sahip çıkmaktan söz ediliyor, hangi alana diye sormak lazım. Öyle bir alan mı bıraktılar bu ülkede? Bu ülkede Türkçeye en büyük ihaneti Türk Dil Kurumu yapıyor.
Türkçe Sözlük YD(yoğun disk=cd) ortamında satışa sunuldu, bu proje için kim bilir ne kadar kaynak ayrıldı,ortaya böyle iğrenç bir ürün mü çıkmalıydı, sözlükçü zat-ı muhteremler "merriem webster,robber,redhouse vb." sözlüklerinin benzerlerini hiç mi incelemezler ki ağızlara bir parmak bal niyetine sürülmüş o çocuk oyuncağını elimize veriverdiler. Türkçenin tarihsel sözlüğünde de daha sonra ayrıca anlatmak istediğim daha derin bir açmaz bulunmaktadır. Bu da işin cabası.
Alana sahip çıkmak denildi, kurumlar kan ağlıyor, rantını sağlayan sağlıyor, TDK siyasi bir oluşum olarak çalışmaya devam ediyor, işte zavallı türkologların alana sahip çıkışı...
Hüseyin Derviş
Nisan 01, 2011
Biri Beni Anlatmış
Kendini dinlemek kolay iş değildir elbet.
Sözcüklerin bir çağrıya kulak vermesi...
Toparlanıp bir araya gelebilmesi...
Bütünleşip sağlamlaşabilmesi...
Önce vicdanına sonra yüreğine bomba niyetine düşmesi...
Sicil temiz ise vidanın gönül rahatına ermesi...
Yürek derin ise duygulanımın hareketlenmesi...
Duygular o derinlere sığamayacak kadar taşkın ise
dışavurumun kaçınılmaz esintisi...
O esintinin içinde delişmen bir adamın silüeti...
Kendi estirdiği rüzgarın içine o denli yakışan bir adam üstelik.
İzleyiciler
About Me
- Temmuz
- Türkiye
- Bir Tutku oyunudur hayat, çelişkiler sarmalında... Ben Çocuktum, kanatlandım. Ben çocuktum kırıldım da iyileştim. Hatta! Ben boğaziçinde akıntısız bir vapurdaydım, simurglar kanat çırpardı içimde. Tanrı ile tavla oynamışlığım vardı. Ben eskidendim. Ben yenidendim, Hışırtılı bir yansımaydım gönüllerde, bütün süprüntülerime selamlar...
